Panait Istrati Kimdir?
Panait Istrati Kimdir?
18 Nisan 1935'te henüz 50 yaşındayken aramızdan ayrılan Romen yazar Panait Istrati'yi tanıtıyoruz.
18 Nisan 1935'te henüz 50 yaşındayken aramızdan ayrılan Romen yazar Panait Istrati'yi tanıtıyoruz.
Yoksunluk ve Yoksulluk
Istrati, 10 Ağustos 1884'te dünyaya gelir. Babası kaçakçı bir Yunan, annesi ise çamaşırcı bir Romen kadındır. Evlilik dışı dünyaya geldiği için zaten çok erken kaybedeceği babasını hiç tanıma fırsatı yakalayamamıştır. Daha 1 yaşındayken babası ölür. Annesi onu büyük zorluklar ve imkânsızlıklar içerisinde yetiştirmeye çalışır.
"Çocukluğu" Yaşayamamak
İçinde bulundukları durumlar nedeniyle ufak yaştan itibaren çalışmaya başlar. İlkokulu bitirdikten sonra birçok işte çalışır. Bir meyhanede 1-2 sene boyunca günde 19 saate yakın çalışır. Kendisini hayata bağlayan tek şey meyhanede eski bir kaptanın kendisine hediye ettiği büyük bir sözlük olur.
"Hayat Yollarında" adlı kitabında özellikle bu çocukluk dönemine oldukça fazla yer verir.
Umutsuzluğun ve Yalnızlığın İçinde Kalmak: İntihar
Fırıncı çıraklığı, badanacılık, hamallık, fotoğrafçılık... Bunlar çalıştığı işlerin bazıları olur. Hayatını ise fırıncı çırağıyken eline geçen Fransızca sözlük değiştirir. Bu sözlükten Fransızca öğrenir. Daha fazla kitap okuma fırsatı elde eder ve bir yandan da yazmaya karar verir. Bu iş değişiklikleri sırasında birçok ülkeyi de gezme fırsatı elde eder. Yaşadığı yoğun sıkıntılar, imkansızlıklar onu sonsuz bir yalnızlığa götürür. Yine bu süreç içerisinde hastalanır da. Bu psikoloji içerisindeyken bir mektup yazar ve boğazını kesmeye çalışarak intihar eder. Bu başarısız bir girişim olacaktır.
Mektupla Değişen Hayat
Zamanında hastaneye yetiştirilmese ölecektir. Üzerinden çıkan mektup ise Romain Rolland'a yazılmıştır. Mektup bir şekilde Rolland'a ulaştırılır. Rolland o günleri şöyle anlatır: "1921 Aralık ayının ilk günlerinde nice hastanesinden bir mektup aldım. Gırtlağını kesen bir zavallının üzerinde bulmuşlardı. Kurtulma umudu çok zayıftı. Mektubu okur okumaz, bir dahinin çırpınışlarıyla karşı karşıya olduğumu anladım. Çayırlar üzerinde esen kavurucu bir alevi andırıyordu. Mektup Balkanlar'ın yeni Gorki'sine ait bir iç dökmeydi. İntihara kalkışan kişi kurtulmuştu. Onu tanımak istedim. Mektuplaşmaya başladık ve dost olduk. Adı Istrati idi. 1884'te Braila'da kaçakçı bir yunanlı babayla, ömür boyu saçını süpürge etmiş bir Romen köylü anadan dünyaya gelmişti. O doğuştan bir hikâyeciydi. Kendi anlattıklarıyla heyecanlanan bir doğulu hikâyeci. "
Rolland Rehberliğinde Yeni Bir Hayat
Rolland, mektup sonrası Istrati'nin hayatını değiştirir. Yaşadıklarını yazmaya zorlar. Ve Istrati yeniden doğuşunu gerçekleştirir. İlk romanı 1923'te Rolland'ın önsözüyle yayımlanır (Kira Kiralina). Ve bundan sonrası birbiri ardına yazılan romanları getirir. Sırasıyla "Arkadaş" (Mihail), "Akdeniz", "Sokak Kızı" (Nerantsula), "Angel Dayı", "Kodin", "Baragan'ın Devedikenleri", "Uşak" ve "Sünger Avcıları"nı yazar.
"Arkadaşlık"
Istrati'nin kitapları genel manada otobiyografik yönler barındırmaktadır. Ağır travmalar içinde geçen çocukluğu, gençliği yoğun bir şekilde eserlerine yansımıştır. Bu durumun haricinde öne çıkan başka bir tema da "arkadaşlık" temasıdır. Kendi gibi sefalet içerisinde büyüyen ve ezilen birçok karakteri sımsıkı sağlam arkadaşlıklar içerisinde göstermiş; sadece kendi coğrafyasında değil tüm dünya coğrafyalarının insanları üzerinden anlattığı hikâyelerinde dostluğu, arkadaşlığı ve yaşam sevincini tüm gerçekçiliği ile işlemiştir. Istrati’nin hemen tüm yapıtlarında arkadaşlık bir temadan çok, hayatın kendisi, bir gereği olarak geçer. Büyük, efsanevi aşkların bile arkadaşlığa feda edildiği cesur kitaplardır bir bakıma da...